İçeriğe geç

Gönül kelimesinin kökü nedir ?

Gönül Kelimesinin Kökü Nedir? Tarihin Kalbinden Günümüze Bir Yolculuk

Tarihçinin Kaleminden Bir Başlangıç

Bir tarihçi için her kelime, sadece bir ses dizgesi değil, bir medeniyetin hafızasıdır. Kelimeler, zamanın içinden süzülür, kültürlerin nefesini taşır. “Gönül” kelimesi de bu bakımdan sıradan bir sözcük değil; Türk kültürünün, duygunun, aşkın ve inancın en derin izlerini taşıyan bir mirastır.

Bugün birine “gönül koymak” dediğimizde, bin yıllık bir dilin yankısı kulağımızda çınlar. Peki bu kadar derin anlamlar yüklediğimiz “gönül” kelimesinin kökü nereden gelir? Bu sorunun cevabı, sadece dilbilimin değil, tarihimizin de derinliklerine inmeyi gerektirir.

Köken: Gönül’ün Dilsel Serüveni

“Gönül” kelimesi, kök olarak Eski Türkçedeki “könül” biçiminden gelir. Bu kelime, Türklerin en eski metinlerinde bile görülür. Orhun Yazıtları’nda doğrudan yer almasa da, 11. yüzyılda Kutadgu Bilig ve Divanü Lügati’t-Türk gibi eserlerde “könül” ya da “könülüg” biçimlerinde geçer.

Bu dönemde kelime, “kalp, yürek, iç dünya, duygu merkezi” anlamlarında kullanılmıştır. Yani “gönül”, yalnızca bir organı değil, insanın manevi yönünü ifade eden bir kavram hâline gelmiştir.

Dilsel açıdan kelimenin kökü, “kön-” fiilinden gelir. Bu fiil, “sevmek, içten istemek, içtenlik göstermek” anlamına sahiptir. “-ül” eki ise isim türeten bir yapıdır. Böylece “könül”, yani “gönül”, “isteyen, seven, içten duyan” anlamına dönüşmüştür.

Bu dönüşüm, Türklerin diliyle birlikte düşünme biçimlerinin de nasıl evrildiğini gösterir.

Fonetik Dönüşüm: Könül’den Gönül’e

Zaman içinde ses değişimleriyle “könül” kelimesindeki k sesi g’ye, ö sesi de ö’nün açık biçiminden bugünkü hâline evrilmiştir. Bu ses değişimi, Oğuz Türkçesinin doğal gelişim sürecidir.

Böylece “könül” → “gönül” dönüşümü gerçekleşmiş, kelime Anadolu Türkçesiyle birlikte bugünkü biçimini kazanmıştır. Bu dönüşüm yalnızca bir ses değişikliği değil, dilin ruhunun yenilenmesidir.

Tarihsel Bağlamda Gönül: İnançtan Sanata

Türklerin İslamiyet’le tanışması, “gönül” kavramına bambaşka bir derinlik kazandırmıştır. Önceki dönemde daha çok içsel duygu anlamında kullanılan kelime, tasavvufla birlikte ilahi aşkın mekânı hâline gelmiştir. Yunus Emre, “Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın namaz değil” derken, gönlü insanla Tanrı arasında bir köprü olarak görür. Artık gönül, sadece bireyin değil, evrensel sevginin taşıyıcısıdır.

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ise gönlü “Tanrı’nın nazargâhı” olarak niteler. “Ben gönül isterim, çünkü Tanrı oradadır,” der. Bu anlayış, gönül kavramını yalnızca bir duygu alanı olmaktan çıkarır, metafizik bir merkeze dönüştürür.

Divan Edebiyatında Gönülün İnceliği

Osmanlı döneminde gönül, Divan şairlerinin en çok işlediği temalardan biri olmuştur. Fuzûlî’nin dizelerinde gönül, aşkın yangın yeridir; Bâkî’de zarafet ve ölçülülüğün simgesidir; Nedim’de ise neşenin ve hayatın coşkusudur.

Bu dönemle birlikte “gönül” kelimesi, Türkçede sadece bir duygu değil, bir estetik değer kazanır. Artık gönül, hem aşkın kaynağı hem de sanatın özü olur.

Modern Dönemde Gönül: İnsanî Derinliğin Sembolü

Cumhuriyet döneminden günümüze, gönül kelimesi anlam genişlemesine uğrayarak günlük dilin vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. Artık “gönül almak”, “gönül vermek”, “gönül koymak”, “gönül işi” gibi deyimler, toplumsal ilişkilerin duygusal dokusunu belirler.

Bu deyimler, Türk insanının dünyayı akılla değil, gönülle anlamlandırma eğilimini yansıtır.

Bugünün hızla dijitalleşen dünyasında bile “gönül” kelimesi hâlâ insana ait olanı, yani samimiyeti ve derinliği temsil eder. Bir mesajın, bir şiirin, bir yardımın “gönülden” olması, hâlâ en kıymetli ölçüdür. Demek ki gönül, sadece geçmişte kalmamış; çağları aşarak insanın özünü anlatmayı sürdürmüştür.

Sonuç: Bir Kelimenin Kalbi, Bir Milletin Hafızası

“Gönül” kelimesinin kökü, yalnızca dilin değil, insan ruhunun da tarihini anlatır. Eski Türkçedeki “kön-” fiilinden doğmuş, zamanla aşkın, sevginin ve inancın sembolüne dönüşmüştür.

Gönül, her çağda insanın en derin arayışını — anlam, bağ, huzur — temsil etmiştir.

Okura Düşen Soru

Bugün biz, modern dünyanın gürültüsü içinde hâlâ gönlümüzü dinleyebiliyor muyuz?

Yorumlarda kendi düşüncelerinizi paylaşın: Sizce “gönül” kelimesi geçmişin bir mirası mı, yoksa bugünün en insani sesi mi?

8 Yorum

  1. Bulut Bulut

    Eski Türkçe köŋül “göğüs, yürek” sözcüğünden evrilmiştir . Bu sözcük Eski Türkçe kög “sada, avaz, şarkı” sözcüğü ile eş kökenlidir. Daha fazla bilgi için göğüs maddesine bakınız. Eski Türkçe sözcüğün yapısı açık değildir; kögüz “göğüs” ve kökre- “kükremek” biçimleriyle eş kökenli olduğu düşünülebilir. Eski Türkçe köŋül sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe kög “sada, avaz, ünleme” sözcüğünden türetilmiş olabilir; ancak bu kesin değildir. göğüs maddesine bakınız.

    • admin admin

      Bulut! Önerileriniz, çalışmamın daha dengeli ve anlaşılır olmasını sağladı, bu değerli destek için minnettarım.

  2. Kübra Kübra

    Gönül kelimesi, Türkçe kökenli olup, sözlükte “Kalpte olduğu kabul edilen sevgi, istek ve arzuların kaynağı” (Doğan 2009: 446), “İnsanın manevi varlığının ifadesi, inanç ve hislerimizin kaynağı, önüne geçilemeyen iç kuvveti; kalp, dil” (Doğan 2011: 619-620) olarak tanımlanır. 26 Haz 2022 KLASİK TÜRK EDEBİYATININ ANLAM ZENGİNLİĞİNE ÖRNEK OLARAK … Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Files ckFiles tdeder… Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Files ckFiles tdeder…

    • admin admin

      Kübra! Saygıdeğer katkınız, yazının akademik niteliğini pekiştirdi ve bilimsel yönünü güçlendirdi.

  3. Münire Münire

    Gönül kelimesi, Türk dili yazıya geçirildiğinden bu yana yaşayan, yaşatılan, çokça kullanılan ve manası üzerine çokça konuşulan bir kelimedir . Kelimenin tarihi Göktürk Kitabeleri’ne kadar dayanır. Kelimenin en şiirsel kullanımı ise Yusuf Has Hâcib’e aittir.

    • admin admin

      Münire! Değerli yorumlarınız, yazıya metodolojik bir düzen kazandırdı ve çalışmanın akademik niteliğini pekiştirdi.

  4. Gülseren Gülseren

    Türkiye Türkçesinde gök sözcüğünden türetilmiştir. gök maddesine bakınız. Gönül kelimesi, Türk dili yazıya geçirildiğinden bu yana yaşayan, yaşatılan, çokça kullanılan ve manası üzerine çokça konuşulan bir kelimedir . Kelimenin tarihi Göktürk Kitabeleri’ne kadar dayanır. Kelimenin en şiirsel kullanımı ise Yusuf Has Hâcib’e aittir. 2 Eyl 2020 Gönül kelimesi, Türk dili yazıya geçirildiğinden bu yana … Facebook turgev posts gönül-kelim… Facebook turgev posts gönül-kelim…

    • admin admin

      Gülseren!

      Teşekkür ederim, katkınız yazının odaklarını netleştirdi.

Münire için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort megapari-tr.com
Sitemap
ilbet güncel giriş adresiprop money